Ultraviyole Nedir?

Ultraviyole yani mor ötesi ışınlar insanlık için bir yandan iyi bir yandan kötüdür. İyi yanı bilimde kullanabiliyor olmamızdır. Mor ötesi ışınlar ile yıldızları, insanı ve çıplak gözle görünemeyen her şeyi inceliyor, üzerinde araştırma yapabiliyoruz. Kötü yanını sorarsanız eğer, ultraviyole ışınlarına insan vücudu çok fazla maruz kalırsa zararlı olabiliyor. Aynı şekilde insan gözü de uzun süre ultraviyole ışınlarına maruz kalırsa görme problemleri yaratabiliyor.

Ultraviyole (UV) genellikle güneşten dünyamıza gelen bir ışındır. Bu ışınlar görünmezler ve elektromanyetik bir radyasyona sahiptirler. Güneşten dünyamıza uzanan ultraviyole ışınları Ultraviyole A ve Ultraviyole B (UVA ve UVB) ışınlarına sahiptirler. Bu UVA ve UVB cildimize zarar veren ışınlardır. Bu nedenle yazın güneşin alnında çok durursak cildimiz zarar görebilir. Zarar görmemizin ana sebepleri bu ışınlardır… Bu bahsettiğimiz ışınlar gözle görünebilen ışınlardan daha kısa dalga boylarına sahip ve X-ışınının radyasyonundan daha uzun dalga boylarına sahiptirler. Mor ötesi ışınlar 100 ile 400 nanometre boylarında olabilirler…

Ultraviyole (UV) Işınları Zararlı mıdır?

Bu soruya kısa bir cevap vermek gerekirse, çok fazla maruz kalınırsa evet. Eğer çok fazla göze emilirse lens, kornea ve retina gibi göz için önemli olan göz yapıları zarar görebilir. Ultraviyole ışınları arasında Ultraviyole A ve B atmosferden ozon tabakasını delerek yeryüzüne ulaşırlar. Ancak UVC ışını ozon tabakasından geçemez ve tam olarak karaya ulaşamaz. Güneşten dünyaya ulaşan radyasyonun %95’ini Ultraviyole A ışını oluşturmaktadır. Ultraviyole ışınları bir ışığın en uzun dalga boylarına sahip ışınıdır. Dalga boyu 315-400 nanometre arası değişiklik gösterir. Ultraviyole A ışınları vücuda nüfuz ettikleri zaman cildin kırışmasına, daha hızlı yaşlanmasına ve yapılan bazı araştırmalara göre cilt kanseriyle de ilişkisi olduğunu göstermiştir.